Journalism as a ‘Peacekeeping agent’ at the Time of Conflict’ offers various perspectives to the question ‘Could journalism play a role as a peacekeeping agent in many contexts of conflict?’ with the contribution of academics from different countr
Nefret söylemi medyanın farklı biçimsel formatlarında farklı hedef kaygıları ve içerikleriyle varlığını sürdürmeye devam ediyor. Medya üreticileri bireysel veya çalıştıkları kurumsal ideoloji bağlamından kaynaklanan nedenlerden dolayı medya ürünlerine/enformasyonlarına örtük veya açık bir şekilde bilinçli veya bilinçsiz olarak nefret söylemine neden olan söylemleri ekiyor. Ya da bu söylemleri üreten kişilerin ifadelerine medyalarında yer vererek bu duruma dolaylı olarak sebep oluyor.
8 Mart ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ geldi... Kadınların işçi haklarının, seçme ve seçilme haklarının savunulduğu bir gün olarak dünya gündemine giren bu gün tüm dünya kadınlarının günü... Dünyada ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ kutlanırken, Türkiye’de saygı duyulacak işlere imza atan kadınlar da bu özel günle ilgili düşüncelerini sozcu.com.tr’de dile getirdi.
SAVASH PORKHAM / AÇIK GAZETE – Türkiye’de iletişim ve gazetecilik biliminin duayen
akademisyenlerinden Prof.Dr. Yasemin G. İnceoğlu, Türkiye’de basının güncel durumunu
farklı akademik perspektiflerle Gazeteci/Akademisyen Savash Porgham’a
değerlendirdi.
İletişim uzmanı Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, geçtiğimiz günlerde nefret söylemi
çalışması kapsamında Ermenistan medyasındaki durumu yerinde incelemek üzere Yerevan’a
gitti. İnceoğlu Ermenistan’daki sorunları ülkenin bu konulara kafa yoran gazetecileri
ile konuştu.
İstanbul- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü
Toplantısı'nda konuşmacılar halkın haber alma hakkının korunması için gazetecilerin
görevlerini yapmaya devam edeceklerini söylediler.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü toplantısı bugün
TGC Burhan Felek Salonu’nda düzenlendi.
1991 yılında demokratikleşme sürecine adım atan Ermenistan, Sovyet döneminde hiç
tartışmaya açılmamış veya özellikle gizlenmiş bazı gerçeklerle yüzleşmeye
başladı.
Almanya’daki ‘NSU davası’, neo-Nazi terör örgütü ‘Nasyonal Sosyalist Yeraltı’nın (NSU),
2000 ile 2007 yılları arasında işlediği 10 cinayeti* (sekizi Türkiyeli, biri Alman, biri
de Yunanlı), 24 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan üç bombalı saldırıyı ve 15 banka
soygununu kapsıyor.